Türkiye, "Son Sümer Kraliçesi" olarak bilinen Muazzez İlmiye Çığ’a veda ediyor. 110 yıllık yaşamı boyunca bilim, kültür ve insanlık için önemli katkılar sunan Çığ, hayatını bilginin peşinden gitmeye, insanlara ilham vermeye adadı. 9 Eylül 1914 doğumlu olan Çığ, sadece Türkiye'nin değil, dünyanın en önemli Sümerologlarından biri olarak kabul ediliyordu.

"İyi Bir Hayat İçin Dört Kural"

Çığ, iyi bir yaşamın dört temel kuralını şöyle açıklamıştı: Her zaman iyi düşün, asla kin besleme, daima ölçülü ol, şartlar seni zorlasa da 'kendin olma' çabandan vazgeçme. Bu felsefeyle yaşamını sürdüren Çığ, bilginin gücüne inanarak, öğrendiklerini paylaşmayı, insanlara öğretmeyi hayatının anlamı olarak kabul etti.

Sümerolojinin Öncüsü

Muazzez İlmiye Çığ, Sümer tabletlerinin çözülmesinde ve yayımlanmasında büyük rol oynayan bir bilim insanıydı. Aynı zamanda Türkiye'nin ilk kadın Sümerologu olarak, hem akademik hem de bilimsel anlamda sayısız esere imza attı. 110 yıllık yaşamı boyunca sadece bilgi edinmekle kalmadı, öğrendiklerini tüm dünyaya aktarmak için çaba gösterdi. Yaşadığı dönemin tanığı olan Çığ, Osmanlı İmparatorluğu'nun son yıllarından Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna kadar önemli bir tarihe şahitlik etti.

"Tüm Mirasım Öğretebildiklerimdir"

Çığ, yaşamının mirasını öğretmek üzerine kurmuştu. Bir röportajında, "Ne diyor Sümerliler? Biliyorsun, neden öğretmiyorsun?" diyerek, bilginin paylaşılmasının önemini vurgulamıştı. O, her zaman bilgiyi sadece edinmek değil, başkalarına aktarmak gerektiğini savundu. "Tüm mirasım öğretebildiklerimdir," diyerek, öğrendiklerini insanlara aktarmanın en değerli miras olduğunu ifade etti.

Hayatının Dönüm Noktası: Sümeroloji ve Hititoloji Eğitimi

Çığ, 1936 yılında Ankara Üniversitesi'nde Hititoloji bölümünde eğitimine başladığında hayatının dönüm noktasını yaşadığını belirtmişti. O dönemdeki eğitimi, ilerleyen yıllarda Sümeroloji alanındaki çalışmalarının temelini atmıştı. "Zaman zaman geçmişi düşünüyorum. Ama en önemlisi Ankara'da Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinde Hititoloji-Sümeroloji bölümünü bitirmemdi. İşte hayatımın en muazzam zamanı o dönemde oldu," demişti.

Başarısının Sırrı: Düşünmeden Çalışmak

Çığ, başarısının sırrını düşünmeden çalışmak olarak açıklıyordu. "Düşünmeden çalışsınlar, bol bol okusunlar. Kendilerine bir hedef koydularsa o hedefi devam ettirsinler," diyerek gençlere çalışma azmi aşılamayı amaçladı. Sümerlilerin de 5 bin yıl önce boş vakit geçirmeyi gereksiz bulduğunu belirten Çığ, "Boş vakit geçirdin, neye yarar?" diyerek bilgiyi kullanmanın önemini vurguladı. Onun için bilgi, sadece öğrenmekle kalmamalı, bir şekilde başkalarına da aktarılmalıydı.

Cesaret ve Üretkenlik Üzerine

Çığ’ın hayat felsefesi, cesaret ve üretkenlik üzerineydi. "Gelişmeye cüret edecek kadar cesur değilsen hayatta iz bırakamazsın" diyerek, cesaretin ve üretmenin ne kadar önemli olduğunu söyledi. Anlamlı bir hayat yaşamanın, sadece uzun bir yaşam sürmekle ilgili olmadığını savundu. "Bu hayatta yaşayacağımı yaşadım, aklımda 'keşke' diye bir şey kalmadı," diyerek, hayatını tam anlamıyla yaşadığını ifade etti.

"Atatürk Olmasaydı Biz Olmayacaktık"

Çığ, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk’e duyduğu derin saygıyı her fırsatta dile getirdi. "Atatürk olmasaydı biz olmayacaktık" diyerek, Atatürk'ün Cumhuriyet'e olan katkısını vurguladı. Aynı zamanda gençlere Atatürk'ün Nutuk adlı eserini okumalarını tavsiye etti.

Bir Bilim İnsanın Ölümsüz Mirası

Muazzez İlmiye Çığ, 110 yıl süren hayatı boyunca bir bilim insanı olarak, insanlık tarihine çok önemli katkılarda bulunmuş, Sümerolojinin temellerini atmış ve öğrendiği bilgiyi paylaşma noktasında bir ışık olmuştur. Onun yaşamı, Türkiye’nin ve dünyanın bilim camiasına örnek olmaya devam edecektir. Çığ’ın fikirleri ve yaşam felsefesi, gençler için birer yol haritası olmaya devam edecek ve onun mirası, insanlık için değerli bir ışık olarak varlığını sürdürecektir.