Uluslararası Ombudsmanlık Konferansı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Taliban'ın kız öğrenci kararına tepki gösterdi. Erdoğan, anayasa değişikliği teklifiyle ilgili yeni bir çağrı da yaptı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Uluslararası Ombudsmanlık Konferansı'nda önemli açıklamalarda bulundu.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları;
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne, milletin evine hepiniz hoş geldiniz. Kamu denetçiliği kurumumuz tarafından düzenlenen konferansın hayırlı vesile olmasını diliyorum. Tüm katılımcılara şimdiden teşekkür ediyorum. Kamu denetçiliği kurumumuza bu anlamlı programa vesile oldukları için tebriklerimi sunuyorum.
Günümüz dünyasında en çok konuşulan hususların başında insan hakları geliyor. Yerel siyasetçilerden, medyaya hemen herkes insan hak ve özgürlüklerinden bahsediyor. Tüm bunlar yaşanırken, insanların en temel hakları göz göre göre çiğnenmeye devam ediyor.
Bu nefret iklimini körüklediklerine şahit oluyoruz. Milyonlarca Müslümanın temel özgürlüklerinin ayaklar altına alındığı, inançlarının bir tehdit kaynağı olarak gösterildiği vahim bir tabloyla karşı karşıyayız. Kimi zaman medya kimi zaman siyasetçiler tarafından ötekileştirilen bu toplumlar için giderek zorlaşıyor.
Hemen her gün gazetelerde ibadethaneleri hedef alan bir şiddet haberini okuyoruz. Göçmenlere yönelik suçlar örtbas ediliyor. Uluslararası kuruluşlar ve kimi ülkeler derin bir suskunluk içinde. Çifte standartları, artık fiyakalı sloganlarla örtülemeyecek hale geldi.
Bugün NATO'da, BM çatısı altında beraber olduğumuz ülkeler Türk adaletinden kaçan haydutların sığınağı haline dönmüştür. FETÖ elebaşı ABD'deki malikanesinden örgütü yönetmeye devam etmektedir. İyi terörist kötü terörist ayrımı olmamalı.
Meclisimizi ve Cumhurbaşkanlığı binasını bombalayan FETÖ elebaşı ABD'den örgütünü yönetmeye devam edebiliyor. PKK militanları Avrupa'nın göbeğinde protesto düzenleyip vatandaşlarımıza saldırabiliyor. Paris'te yaşanan hadiseler bunun en son örneğini teşkil etmiştir. Saldırılarını özellikle işindeki, gücümüzdeki insanımıza kast etmeye kadar götürmüşlerdir. Bu olayların terörle mücadelede yeni bir dönemi başlatmasını ümit ediyorum. Avrupa'da yuvalanan terör yandaşlarına karşı tedbir almakta geç kaldıkları her gün tehlike daha da büyüyecek, kanser hücresi gibi bünyeyi saracaktır.
Türkiye örnek bir duruş sergilemektedir. Çatışma bölgelerinden kaçan 4 milyonu aşkın mazlum ve mağdura biz kucak açtık. Kapımıza gelip ülkemize sığınan kimseyi zorla geri göndermedik. Kobanili Kürtlere, Suriye'nin diğer bölgelerindeki Arap kardeşlerimize de sahip çıktı. Kimsenin inancına, kökenine bakmadık. Suriye'nin kuzeyindeki güvenlik ortamı iyileştikçe ülkemizdeki Suriyelilerin evlerine dönüşleri hızlanmaktadır. Şu anda briket evler yapmaya başladık, insanca yaşamalarını sağlayalım istedik.
Kar, kışta çadırlardan bu insanları kurtaralım istedik. Briket evlere yerleştirerek insani bir yaşam şeklini onlara hazırlayalım istedik. 550 bin sığınmacı geri dönmüştür. Türkiye, Rusya ve Suriye olarak bir süredir yürüttüğümüz diplomatik temaslar meyvesini verdikçe bu sayılar daha da artacaktır. Biz kardeşlik, komşuluk ve insanlık görevimizi yerine getirmeyi sürdüreceğiz.
Onca görüntüye, şahide rağmen göçmenlere zulmü reva görenler hakkında maalesef hiçbir adım atılmıyor. Biz insan haklarını sözde değil, elimizi taşın altına koyarak savunmaya devam ediyoruz ve devam edeceğiz. Aynı ilkeli tutumla diğer alanlarla da çalışmaya devam ediyoruz. Karadeniz üzerinden tahıl koridorunu ve esir takası anlaşmasını hayata geçirmek suretiyle milyarlarca insanının hayatını etkileyen gıda ve enerji krizinin çözümüne katkı sağlıyoruz. Sayın Putin'in biz tahılı gönderebiliriz, sizler de bunun nakliyesini yapıyorsunuz. Biz de nakliyesini yaparız dedik. Bir şart koştu; durumu iyi olan Avrupa ülkelerine değil fakir Afrika ülkelerine bunu gönderelim dedi. Ben de bu teklifi kabul ettim, biz de bunları un fabrikalarımızda una çevireceğiz ve çuvallara doldurarak fakir Avrupa ülkelerine bunları göndermeye biz de varız dedik, süreci başlattık. Şeref bey bir teklifte bulundu; özellikle yaralılar için de bir koridorun açılması. Biz buna varız. Sadece Rusya-Ukrayna değil, aynı şekilde Suriye'den, Azerbaycan'dan, Libya'dan, yaralıları getirmek suretiyle hastaneleri getirip tedavilerini yaptırıp geri döndürüyoruz. Bundan sonraki süreçte de bunları yapmaya devam edeceğiz.
Öncelikle; Afganistan'da son dönemdeki özellikle başörtülü kızları üniversitelerde, okullarda okutulmasının engellenmesi anlayışını biz gayri islami buluyoruz. Bizim dinimizde böyle bir şey yok. Bu kızlar buralarda eğitim öğretimini almalıdır. İslam böyle bir şeyi kabul etmiyor. Aksine beşikten mezara ilmi tavsiye ediyor.
Düzenlemeyle acı hatıralarımızın olduğu kıyafet meselesini kesin ve kalıcı bir çözüme kavuşturmayı hedefliyoruz. Bu önemli teklif konusunda Meclisimizin gerekli adımı atacağına inanıyorum. Son sözü milli irade söyleyecek, son kararı milletimizin kendisi verecektir. Hangi siyasi partiden olursa olsun hiçbir milletvekilimizin sorumluluktan kaçarak böyle bir vebalin altına girmeyeceğini düşünüyorum.