Türkiye’de grafitinin ilk temsilcilerinden Tunç ‘Turbo’ Dindaş, küratörlüğünü Nilgün Yüksel’in yaptığı ‘İstanbul’ başlıklı sergisiyle Gümüşsuyu’ndaki Brieflyart’a konuk oluyor.
Hürriyet'in haberine göre; Türkiye’de grafitinin ilk temsilcilerinden Tunç ‘Turbo’ Dindaş, küratörlüğünü Nilgün Yüksel’in yaptığı ‘İstanbul’ başlıklı sergisiyle Gümüşsuyu’ndaki Brieflyart’a konuk oluyor. Eserlerinde İstanbul’un imgelerle ironiyi birleştiren Turbo, “Sadece Instagram’da birileri önünde resim çekilsin diye yapılan işleri sevmiyorum” diyor.
Grafiti denilince akla gelen ilk isimlerden birisiniz. Biraz başa dönmek istedik, sokaklarlarla, duvarlarla nasıl kesişti yolunuz?
80’lerin ortalarında Break Dance plaklarının kapaklarında gördüm ilk graffitileri. Çocukluğumdan beri resime yeteneğim vardı. Gördüklerimi bilmeden kağıtlara kopyalamaya başladım. Daha sonra ‘Beat Street’ adlı filmi seyredince graffitinin ne olduğunu anladım. Bende yapmak istedim. 1985’ten beri duvarlara graffiti yapmaya devam ediyorum.
Turbo nick’i nereden geliyor?
Break dance yaptığım dönemlerden. ‘Breakin’ diye bir film vardı. Oradaki bir karakterden. Mahallede ”Tunç ‘Turbo’ gibi dans ediyor” diyorlardı. İsim üzerime kaldı. Ben de beğendim açıkçası. Turbo’nun anlamı dünyanın heryerinde Turbo çünkü. Kullanmaya devam ettim.
Grafiti denilince akla gelen ilk isimlerden birisiniz. Biraz başa dönmek istedik, sokaklarlarla, duvarlarla nasıl kesişti yolunuz?
80’lerin ortalarında Break Dance plaklarının kapaklarında gördüm ilk graffitileri. Çocukluğumdan beri resime yeteneğim vardı. Gördüklerimi bilmeden kağıtlara kopyalamaya başladım. Daha sonra ‘Beat Street’ adlı filmi seyredince graffitinin ne olduğunu anladım. Bende yapmak istedim. 1985’ten beri duvarlara graffiti yapmaya devam ediyorum.