İsrail’in son dönemde Orta Doğu’da sürdürdüğü saldırgan tutum, bölgede tansiyonu yükseltirken, özellikle Hizbullah cephesinde büyük bir öfke dalgası yarattı. İsrail'in çeşitli bölgelere yönelik gerçekleştirdiği saldırılar ve Hizbullah'ın üst düzey komutanlarından Fuad Şükür'ün suikast sonucu hayatını kaybetmesi, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ı harekete geçirdi. Nasrallah, İran'ın desteği olsun ya da olmasın, İsrail’e karşı her halükarda bir saldırı düzenleyeceklerini belirtti. Bu açıklamalar, İsrail'de gerilimi tırmandırırken, aşırı sağcı kesimlerden Nasrallah’a yönelik ölüm çağrıları yükselmeye başladı.

Nasrallah'tan Sert Mesajlar: "Güçlü ve Etkili Bir Cevap Vereceğiz"

Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, üst düzey komutan Fuad Şükür’ün öldürülmesinin 7. günü dolayısıyla düzenlenen anma törenine video konferans aracılığıyla katıldı. Nasrallah, burada yaptığı konuşmada, İsrail’in 30 Temmuz'da başkent Beyrut’taki Dahiye bölgesinde düzenlediği hava saldırısında Şükür’ü kaybetmelerinin ardından büyük bir misilleme yapacaklarını vurguladı. Nasrallah, "Cevabımız güçlü ve etkili olacak. Misillemeyi ya tek başımıza ya da direnişin diğer cepheleriyle, yani Yemen’deki Husiler ve Irak’taki Şii milislerle birlikte gerçekleştireceğiz." ifadelerini kullandı.

Nasrallah, İsrail'in sadece İran'dan değil, Hizbullah ve Yemen'deki Husiler gibi diğer müttefiklerden de misilleme beklemesi gerektiğini belirtti. Nasrallah ayrıca, İsrail'in bu savaşa girmek için herhangi bir bahaneye ihtiyacı olmadığını, her durumda Hizbullah’ın meydan okumasına hazırlıklı olmaları gerektiğini söyledi. Bu sözler, Hizbullah'ın İsrail'e karşı olası bir topyekûn savaşa hazırlandığını ve İran'dan bağımsız olarak da harekete geçebileceğini gösteriyor.

İsrail'den Nasrallah’a Yönelik Ölüm Çağrısı

Nasrallah’ın bu açıklamaları, İsrail’de büyük yankı uyandırdı. Özellikle aşırı sağcı kesimlerde, Nasrallah'a yönelik sert tepkiler oluştu. İsrail'in aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Nasrallah’ın ortadan kaldırılması gerektiğini savunarak, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada, "İsrail, Nasrallah’a cevap vermekle yetinmemeli, onu tamamen ortadan kaldırmalıdır." dedi. Bu açıklama, İsrail’de Nasrallah’a yönelik suikast çağrılarının ne kadar ciddi bir boyuta ulaştığını gösteriyor.

İsrail-Hizbullah Çatışması Şiddetleniyor

İsrail ile Hizbullah arasındaki çatışmalar, özellikle İsrail’in kuzey sınırında ve Lübnan’ın güneyinde yoğunlaşmış durumda. İsrail ordusu, Lübnan'ın güneyindeki bölgelere hava saldırıları düzenlerken, Hizbullah da İsrail’e yönelik insansız hava araçlarıyla misilleme yapıyor. Son günlerde İsrail basınında, Hizbullah'ın kamikaze insansız hava araçlarıyla İsrail askeri üslerine saldırılar düzenlediği ve bu saldırılarda yaralanan askerlerin olduğu haberleri yer aldı. İsrail ordusu, Lübnan’ın güneyinde düzenlediği bir hava saldırısında 5 kişinin hayatını kaybettiğini, 1 kişinin ise yaralandığını açıkladı.

Bununla birlikte, Hizbullah’ın İsrail’in kuzeyindeki sınır hattında düzenlediği saldırılar, bölgede büyük bir gerilim yaratıyor. Özellikle İsrail işgali altında bulunan Golan Tepeleri’ndeki Mas’ada bölgesinde devam eden çatışmalar, hem İsrail hem de Hizbullah açısından kritik bir öneme sahip. İki taraf arasında artan gerilim, Orta Doğu’da geniş çaplı bir savaşın kapılarını aralayabilir.

Hizbullah: "İsrail’e Karşı Savaşa Hazırız"

Hizbullah lideri Nasrallah, İsrail’in Lübnan üzerindeki hava saldırıları ve Hizbullah’a yönelik suikastlara karşılık olarak, hareketlerinin tüm cephelerde savaşa hazır olduğunu belirtti. Nasrallah, İsrail’in sadece İran’dan değil, tüm direniş cephelerinden gelecek misillemelere karşı hazırlıklı olması gerektiğini yineleyerek, Hizbullah'ın savaşmaya kararlı olduğunu vurguladı. Nasrallah’ın bu sert söylemleri, Hizbullah’ın İsrail’e karşı daha geniş çaplı ve koordineli bir saldırı hazırlığında olduğuna işaret ediyor.

Bu gelişmeler, Orta Doğu'da zaten yüksek olan tansiyonu daha da artırıyor. İsrail’in Hizbullah’a yönelik olası bir topyekûn savaş kararı, bölgedeki diğer direniş gruplarını da harekete geçirebilir ve bu durum, bölgedeki güç dengesini tamamen değiştirebilir. Orta Doğu’da büyük çaplı bir çatışma ihtimali, sadece İsrail ve Lübnan arasında değil, tüm bölgeyi etkileyebilecek bir savaşın habercisi olarak değerlendiriliyor.