Habertürk yazarı Fatih Altaylı eczanelerdeki ilaç yokluğuna ve sağlık sektörüne isyan etti.

 

Altaylı köşesinde şu ifadeleri kullandı:

 

Türkiye’nin sağlık sistemi dört koldan çökme işaretleri veriyor.Hastaneler, giderek artan taleplere yanıt veremez hale gelmiş durumda. Suriye kökenli değil de, Türk vatandaşı iseniz işiniz zor. Randevu almak zor. Gittiğiniz randevuya vaktinde girebilmek zor.

 

Çalışan iseniz, izin saatinde gittiğiniz hastanede o saatler arasında randevunuz bile olsa tedavi görmeniz hemen hemen imkansız. Şehir hastaneleri iyi ama giderek artan talep karşısında çaresizler. Yoğunluğa yanıt vermekte zorlanan personeli delirmek üzere.

 

Tüm hastanelerde sağlık personeli canını dişine takmış yetişmeye çalışıyor ama fiziken imkansız bir işi başarmaya çalışıyorlar. Hastane sisteminin çökme noktasına gelmesinin önemli nedenlerinden biri çok açık biçimde göçmenler. 

 

Daha da beter olan taraf ise ilaç tarafı. Artık Türkiye’de hiçbir ilaç yok. Şaka değil. Aradığınız bir ilacı bulmanız imkansız hale gelmiş. Kanser ilaçlarını, pahalı, üretimi zor ilaçları geçtim, en sıradan antibiyotikler, basit ağrı kesiciler, sıradan nezle grip ilaçları, ateş düşürücüler, hatta boğaz pastilleri bile bulunamıyor.

 

Eczaneler sürekli isyan eden müşteriler ile dolu. Eczacılar sürekli ecza depolarını arıyor, olmayan ilaçların peşine düşüyor, öfkeli hasta veya hasta yakınları eczacılarla tartışıyor.

 

Geçen gün doktora gittim. Son derece sıradan bir ilaç yazdı reçeteye. Sonra altına bir ilaç daha.“Üstteki bulunmaz ise alttakini alırsınız. Birbirinin muadili” dedi.

 

İki ilacı da 11 eczane, 3 ecza deposundan bulamadılar. Eskiden bir alana neredeyse bir bedava verdikleri bir ilaç.Yeniden doktoru aradım. “İkisi de bulunamıyor” diye.Bir üçüncü seçenek yazdı. Onu da zor bela ücra bir eczanede bulduk, kurye ile getirttim.

 

İlacı ararken 100 liralık yakıt tüketmişimdir. Kuryeye ödediğim para ile ilaç fiyatının 10 katını bulma masrafı olarak harcamışımdır muhtemelen. Böyle bir sağlık sistemi, böyle bir sağlık politikası olmaz. Devlet hastanelerinde hizmete ulaşmak giderek güçleşiyor. Sağlıktaki yüksek enflasyon nedeniyle özel sağlık hizmeti giderek pahalı hale gelirken, kalitesi aynı hızla düşüyor.

 

Özel sağlık sigortaları artık yüksek gelirli vatandaşın bile ödeyemeyeceği miktarlara çıkıyor bu da sonuçta kamu hastanelerine olan talebin artmasına neden oluyor. Çöken ekonomi, ilaç fiyat belirleme politikasını işlemez hale getirdiği için ilaçlar üretilmiyor, satışa sunulmuyor.Sunulanlar da katkı payları giderek vatandaşın canını yakar hale geliyor.

 

Övündüğümüz ama sürdürülebilir olmadığını başından beri söylediğimiz sağlık politikası ve sistemi göçmen katkısı ile hızla çöküyor.Ve kimsenin de umuru değil. Her şey “Seçime kadar idare etsin” mantığı ile yürütülüyor. Seçimden sonrası ise. Pek parlak görünmüyor.