Geçen hafta Denizli Şubesi, dün de Bornova Şubesinde yapılan incelemeler sonrası akıllara “Niye hep Denizbank” sorusunu getirmeye başladı!!

Kulislere kulak verdiğimizde;

İzmirde olan olaylar özelinde;

  • İzmir’in önemli bir spor klübünün yöneticilerinden G.K, C.K, Ö.A ve G.Ş’nin de ifadelerine başvurulduğu
  • Fona en büyük para aktaran MK’nın spor klübü yöneticileri ile banka müdürü HÖ’yü tanıştırdığı ve fonun çok kazandıracağı vaadi ile banka müdürüne yatırımcı toplamasında yardımcı olduğu
  • Banka üst yönetimi ve bölge müdürlüğünce sürecin çok yakından, endişe ile takip edildiği
  • İlk aşamada yapılan tespite göre fonun büyüklüğünün 300 milyon TL civarında olduğu,
  • MASAK tarafından sürecin içerisinde yer alabileceği şüphesi ile kara para aklamaya yönelik tahkikat yapıldığı

Borsa ile fon yönetiminin ilişkisi açısından

  • Borsanın büyük oyuncularının banka şube müdürleri ile portföy oluşturmak üzere ortak çalıştığı ve borsada yaptığı işlemlerin bir kısmını bu fonlar ile finanse ettikleri,
  • Özellikle son dönemde borsada yaşanan durgunluk sebebiyle bu fonlara katılan insanları kendisini mutlu edecek gelire ulaşmaması veya zarar etmesi sebebiyle şikayetçi olduğu,
  • Kullanılan fonun, kaynağının kara paraya dayanması veya kar eden fon katılımcılarının komisyon olarak ödedikleri paraların kayıtsız olarak sisteme girmesi sebebiyle MASAK’ın çok yakından ilgisini çektiği,
  • Baız banka çalışanlarının bu eğilime yatkın olması sebebiyle hızlı bir şekilde banka müdürlüğüne kadar terfi ettirildiği

yaygın olarak konuşulan konulardan.

Diğer taraftan aşağıdaki yazıda da MKK verileri ile gündeme taşıdığım; son üç yıl içerisinde, esas portöy büyümesinin sadece 1 milyon TL ve üstünde portföye sahip yatırımcılarca elde ediliği de göz önün alındığında akıllarda aynı soru canlanıyor;

Borsacı, bankacı ve yatırımcıdan oluşan bu bermuda şeytan üçgenin büyüklüğü ne kadar?