CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, Ordu'nun Fatsa İlçesi'nde yaptığı konuşmada, "Bugün günlük siyaset için değil, Cumhuriyet Halk Partisi için değil, vatan için, millet için Türkiye için buradayım" diye konuştu. Baykal'ın konuşma yaptığı sırada beklenmedik bir gelişme yaşandı.
BP Genel Başkanı Mustafa Destici’nin ‘Evet’ kararına uymayacağını açıklayan BBP’nin Fatsa İlçe Başkanı Fatma Yümlü de Baykal’ın konuşma yaptığı salona geldi. Yümlü’nün geldiğini farketen Baykal “Arkadaşlar Büyük Birlik Partisi İlçe Başkanı Fatma Yümlü arkadaşımızın da aramızda olduğunu öğrendim” diyerek Fatma Yümlü’nün elini sıktı, daha sonra bütün salon BBP’li kadın başkanı alkışladı.
CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, partisinin Fatsa’da düzenlediği anayasa değişikliği ve referandumla ilgili toplantıya katıldı. Toplantıya CHP Genel Başkanı Yardımcısı Ordu Milletvekili Seyit Torun, CHP eski Ordu Mellitvekili İdris Yıldız, CHP Ordu İl Başkanı Atilla Şahin, CHP Fatsa İlçe Başkanı Onur Çam ile çok sayıda partili katıldı.
“Bugün ülkenin önümüzdeki çok önemli bir konusunu, çok önemli bir sorununu karşılıklı konuşmak için bir aradayız” diyen Deniz Baykal, şöyle konuştu:
“Türkiye’nin geleceği ile yakından ilgili, Türkiye’nin tarihsel kimliğinin, siyasal benliğinin çok önemli bir yol ayırımına geldik. Geleceğimizin bugüne kadar alıştığımız belki zaman zaman şikayet ettiğimiz ama bizim olan bizim olduğunu bildiğimiz kendi alın terimizle, kendi emeğinizle ortaya koyduğunuz siyasi çizgimizin çok tehlikeli, çok kaygı verici, çok sakıncalı bir istikamete doğru yönlendirilip, yönlendirelemeceğini kararının konuşulacağı bir dönemde bir aradayız. Ben buraya bu duygularla geldim. Elbette benim bir siyasi kimliğim var. Çoğunuzun da bir siyasi kimliği vardır. Ben Cuhruriyet Halk Partiliyim ve Cuhruriyet Halk Partili olmaktan da iftihar ediyorum. Türkiye’nin siyasi yapısının ortaya çıkmasına en büyük aktif katkıyı yapan bu Türkiye Cumhuriyeti projesini tasavvur eden, hayata geçiren, önündeki bütün engelleri aşan, önündeki askeri, sosyal engelleri aşan ve bugün bu bölgenin en saygın en istikrarlı, en güçlü potansiyelinin tümünü henüz değerlendirememiş ama aydınlık bir geleceğinini önünde ihtişamla duran bir Türkiye Cumhuriyeti’nin ortaya çıkmasına doğrudan yönlendirilmiş bir siyasi parti olduğumuzu bildiğim için elbette iftihar ediyorum. Cumhuriyet Halk Partisi’nin ilkelerine, ahlakına, temel değerlerine bugün geçmişte olduğundan çok daha fazla ihtiyacı olduğunu görüyorum.”
Türkiye’yi bugün bu kavgadan çekip çıkaracak, hak ettiği yere taşıyacak politikaların Cumhuriyet Halk Partisi polititkalarının olduğunu söyleyen Deniz Baykal, “Cumhuriyet Halk Partisi’nin geçmişi açısından değil, bugünümüzle, geleceğimiz açısından da çok büyük önem taşıdığını biliyorum ve o nedenle ben Cumhuriyet Halk Partiliyim. Ama ben bugün ben burada Cumhuriyet Halk Partisi’nin sözcüsü olarak bulunmuyorum. Kimliğimle iftihar ediyorum ama bugün burada günlük siyaset için değil, siyaset için değil, Cumhuriyet Halk Partisi için değil, vatan için, millet için, Türkiye için buradayım. Konumuz Türkiye. Parti değil. Günlük siyaset günü geldiği zaman yapılıyor. Yine yapılacak. Ortada bir Cumhurbaşkanı var, başbakan var, milletvekilleri var, meclis var. Bununla ilgili karar almak gerektiğinde bir karar alınır, milletimiz de bu konulardaki tercihini ortaya koyar. Bugün burada her partiden vatandaşımızın olduğunu biliyorum. Öyle de olmalı. Bugün burada siyaset yapmıyoruz. Türkiye’nin geleceğini konuşuyoruz” diye konuştu.
Deniz Baykal, referandumda halk oyuna sunulacak anayasa değişikliği ile yaptığı konuşmada, “Tek adama bu yetkiler verilir mi? Önümüzdeki konu siyasi parti konusu değil. Önümüzde ki konu memleket, millet, devlet, Türkiye konusu. Biz de bunu bu anlayışla konuşacağız. 80 milyonuz, arkadaşlar. Türkiye’yiz biz. 600 yıl bir imparatorluğu ayakta tutmuş bir milletiz. 100 yıldır da bir cumhuriyeti dünyanın en zor koşullarında, 7 düvele karşı bir namus mücadelesini zaferle sonuçlandırarak, olmadık koşullarda dimdik bir Türkiye Cumhuriyeti’ni kurarak ve bu bölgede 100 yıl yaşatarak bugünlere getirmiş bir milletiz. Şimdi bu milletin 80 milyonu diyecek ki ‘Ben yapamıyorum, sen gel yapıver.’ Bir kişi kim olursa olsun, olmaz arkadaşlar. Böyle bir kişi tasavvur edilemez. Dünyada yok böyle bir uygulama. Türkiye’de niye olsun? Yani ben imkansızlıkları siyaseten başarmış bir milletim. Gideceğim, ‘Al sen beni yönet, istediğini yap’ diyeceğim. Olmaz böyle bir şey arkadaşlar. Beşer şaşar. Olmaz, kimseye bu yetki verilmez, verilmemeli” dedi. (mynet)