Kapakta Brandstifter (Kundakçı) başlığını kullanan, alt başlık olarak da “Gücünü korumak için, Almanya da dahil olmak üzere tehlikeli gerilimleri kullanıyor“ diyen Stern, hem baş yazısında hem de içeride Türkiye'de yaklaşan seçimler ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'la ilgili ayrıntılı haber ve yorumlara yer verdi.

 

Sözcü'den Ali Gülen'in haberine göre; Almanya'nın etkili haber dergisi Stern, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve bu yılki seçimlere 10 sayfalık geniş yer verdi. 26 Ocak 2023 tarihli derginin başyazısında, “Muhabirlerimizin de araştırdığı gibi Erdoğan, hem ulusal hem de uluslararası alanda baş belası (unruhestifter) ve provokatör olarak yerini sağlamlaştırmak istiyor“ denildi.

 

Erdoğan'ın Bursa ziyaretini ve temaslarını izleyen ekiplerinin ayrıntılarını yazdığı haberde, “Seçimlerin yaklaştığı yüzünden belli oluyordu. Bir kaç hafta önce sosyal medyada, zor yürüdüğüne ilişkin videolar dolaştı. Belirsiz bir şekilde kalabalığın arasından geçti ve korumasına tutundu. Aslında hem sosyal medyayı hem de gazetecileri pek sevmiyor. Ama zayıflığı daha da fazla sevmiyor. Bursa'da, ‘Birlikte Türklerin asrını kuracağız‘ derken, halen güçlü olduğu mesajını veriyor. Aslında o kadar uzun süre iktidarda kaldı ki onsuz bir Türkiye hayal etmek de zor“ ifadeleri dikkat çekti.

 

Ayrıntılı yazıda, şöyle devam edildi:

 

“Yakında hem Cumhurbaşkanlığı, hem de milletvekilliği seçimleri olacak. Aslında bu ikili mücadele, Erdoğan'ın tarihteki yerine ilişkin de bir mücadele. Erdoğan iktidardan düşürülebilir mi? Aslında şu anda uluslararası alanda günün adamı. Gerektiğinde ipleri geren, gerektiğinde çatışmaları çıkaran ve gerektiğinde sakinleştiren biri. Hem Putin, hem Zelenskiy ile görüşüyor. Batıyı zayıf gösteriyor, İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğine karşı çıkıyor. Bir kumarbaz gibi, işine yarayacak durumları kullanıyor.“


Dergi, Erdoğan'ın fanatik yandaşlarını muhaliflerin üzerine yönlendirdiğini ve Almanya'da da benzer durumların yaşandığını öne sürdü. Erdoğan'ın Kasımpaşa'da yetiştiğini, çocukken sokaklarda kendini göstermeyi öğrendiğini belirten dergi, Erdoğan'ın bu tavırlarıyla aslında iç politikaya oynadığına yönelik çeşitli görüşlere yer verdi.

 

Stern, “Şimdi ise bir paşa gibi yaşıyor. Üç saray yaptırdı. Ankara'da 1000 odalı sarayda yaşıyor ve Ege'deki yazlığının fotoğrafları daha yeni yayınlandı. Özel plajı ve havuzu olan 62 milyon Euro'luk villa için yüzlerce ağaç kesildi. Erdoğan her şeyin büyüğünü ve gösterişlisini seviyor. Corona krizinin ortasında dünyanın en büyük uçaklarından birine sahip oldu. Sekizinci uçağını aldı ve muhalefetin eleştirisini umursamadı“ diye yazdı.

 

Dergi, Türkiye'de enflasyonun resmi olarak yüzde 64 olduğunu belirttikten sonra şu ifadelere yer verdi:

 

“Euro 20 TL'yi aştı. Türkiye'yi biraz dolaşan herkes Ankara, İstanbul, İzmir gibi şehirlerde her yerde eşyalarını satan, şahlanmış fiyatlar yüzünden evlerini boşaltmak zorunda kalan insanları görüyor. İlk bakışta İstiklal Caddesi gibi yerler canlı görünüyor ama döviz bürolarındaki görüntüler ile önlerindeki kuyruklar farklı bir hikaye anlatıyor. Erdoğan'ın kendi seçmeni krizden en ağır darbeyi alan kesim. AKP son bir aydır özenle hediyeler, müjdeler dağıtıyor. Asgari ücret artırıldı, erken emeklilik getirildi, yüksek emlak fiyatlarına karşı binalar yapıldı. Ama bunların etkisi az oldu. İstanbul'da kiralar son bir yılda üç katına yükseldi. Türkiye'nin 2001- 2003 arasındaki ekonomik başarısı, şimdi de para politikası yüzünden bir kazaya dönüştü. Erdoğan, ucuz kredi ve güçlü ekonomik büyüme ile mayıs seçimlerinde şansı olduğuna inanıyor. Erdoğan, eski reçetelere dönüyor ve muhalefetle savaşmak için her yolu kullanıyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu kararı da bunun göstergesi. Böylece en tehlikeli rakiplerden biri saf dışı edilmek isteniyor.“

Ekonomi ve Politika Vakfı'ndan Günter Seufert'in görüşlerine de yer veren dergi, Erdoğan'ın rakiplerini kriminalize etmek için her şeyi yapacağı iddiasına değinirken, “Erdoğan, her alanda ortamı kızıştırıyor. Son olarak Yunanistan'a karşı üslubunu sertleştirdi. Bu açıklamaların Türkiye'de iyi karşılandığını biliyor ve düşmanlara ihtiyacı var. Aslında başkanlık sistemiyle kendine iyilik yapmış sayılmaz, çünkü bölünmüş muhalefeti birleştirdi“ yorumunu yaptı.

Dergi, Erdoğan'ın Suriye ile temas kurmak istediğini çünkü, ülkedeki 4 milyonu aşkın Suriyeli için bir çözüme ihtiyacı olduğunu belirtirken, ABD ile Putin ilişkilerindeki zıt konumların onun gücünü korumaya hizmet ettiğini öne sürdü. Erdoğan'ın bu yılki seçimlerde her oya ihtiyacı olduğunu, bunun için sevmediği sosyal medyaya ağırlık verdiğini belirten dergi, Kılıçdaroğlu'nun ise birleştirici kişiliği ile muhalefette öne çıktığını yazdı. Dergi, Kılıçdaroğlu'nun, “Erdoğan bir otokrat haline geldi. Elinde sopayla ülkeyi yöneten biri, toplum yararına bir şey yapamaz“ sözlerine yer verdi.

Erdoğan'ın kampanyasının sert geçeceğinin işaretlerinin Almanya'da da görüldüğünü belirten dergi, AKP milletvekili Mustafa Açıkgöz'ün, Almanya'yı kızdıran sözlerinin de bunun bir işareti olduğuna değindi.

AKP'nin ve Erdoğan'ın seçim kampanyalarının eylül ayından beri Almanya'daki camilerde ve Türk Kültür Dernekleri'nde devam ettiğini belirten dergi, “Erdoğan, Almanya'daki 1,4 milyon Türk'ün oyunu almaya özellikle hevesli. Son seçimlerde kullanılan oylardan yüzde 65‘ini almıştı. Bu yüzden muhtemelen Berlin'i yeniden ziyaret etmek istiyor. Daha önce arenaları, salonları doldurarak Almanya'da ne kadar güçlü olduğunu göstermişti“ sözlerini kullandı.