İzmir'de, annesinin mirasından mahrum kalan Z.K., mahkemeye başvurarak tazminat kazandı. Z.K., annesinin ölümünden 9 yıl sonra mirastan kendisine kalan payı öğrenmek amacıyla tapu müdürlüğüne başvurduğunda, nüfus kayıtlarında annesinin bilgileri bulunmadığını fark etti. Bu durum, Z.K.’nin yasal olarak mirasçı olarak görünmemesine neden olmuştu. Z.K. daha sonra mirasın, annesinin diğer iki çocuğu arasında paylaştırıldığını ve taşınmazların üçüncü kişilere satıldığını öğrendi.
Yapılan Kayıt Hatası ve Hukuki Süreç
Z.K., kayıtlarda yapılan hata nedeniyle miras hissesi dışında bırakıldığını düşündü ve bu şikayetle birlikte İçişleri Bakanlığı'na başvurdu. Bakanlık, Z.K.'nin annesinin nüfus kaydını düzelterek, anne bağı kurdu. Ancak, Z.K. kaybının telafi edilmesini sağlamak amacıyla Hazine aleyhine tazminat davası açtı. Z.K.’nin avukatı, davada, mirasın paylaşılmasında ve taşınmazların satılmasında diğer mirasçılar tarafından kötü niyetli davranıldığını öne sürdü.
Mahkemenin Kararı
İzmir 22. Asliye Hukuk Mahkemesi, davalı vekilinin savunmalarına karşılık, Türk Medeni Kanunu’nun 38. maddesini dikkate alarak, devletin sorumluluğuna hükmetti. Bu maddeye göre, "kişisel durum sicilinin tutulmasından doğan zararlar, kusurlu memura rücu edilmek kaydıyla devletçe tazmin edilir." Mahkeme, Z.K.’nin kayıtlarda yer almayan annesiyle ilgili yapılan hata nedeniyle mağdur olduğuna karar verdi ve mirasın değeri olan 1 milyon 569 bin lirayı yasal faiziyle birlikte Z.K.'ye ödenmesine hükmetti.
Adil Bir Karar
Avukat Güney Çağatay Öz, davanın ardından yaptığı açıklamada, müvekkilinin kayıtlarda "annesiz" olarak geçmesinin kendisini büyük bir hayal kırıklığına uğrattığını belirtti. Öz, Z.K.’nin mücadelesinin sonucunda adaletin yerini bulduğunu vurgulayarak, mahkemenin kararının, müvekkili açısından büyük bir anlam taşıdığını ve haksızlığın giderildiğini söyledi. Bu karar, mirasçıların haklarının korunması açısından önemli bir emsal teşkil ediyor.