İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ile Tarım ve Orman Bakanlığı arasındaki tartışmalı bir süreç, Belgrad Ormanları'nın yönetimi konusunda önemli bir dönüm noktasına geldi. 10 yıl önce, Belgrad Ormanları ve çevresindeki bazı tabiat parklarının yönetimi, Tarım ve Orman Bakanlığı'na devredilmişti. Bu süreç, 2013 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ile bakanlık arasında yapılan bir sözleşmeye dayanıyordu. Ancak, bu sözleşme süresinin dolması ve uzatılmaması kararının alınmasıyla birlikte, önemli bir değişiklik yaşandı.

Tarım ve Orman Bakanlığı, 5+5 yıllık sözleşme süresinin tamamlanmasının ardından, yönetim hakkını devretmeye karar verdi ve ormanların tahliye edilmesini istedi. Bakanlık, Belgrad Ormanları ve çevresindeki bazı tabiat parklarını işletme yetkisini, bir daha uzatmayacağını belirtti. Söz konusu ormanlar, özellikle Marmara Bölgesi'nin en önemli doğal alanlarından biri olarak biliniyor ve içinde yer alan Belgrad Ormanı, hem ekosistem açısından hem de İstanbul'un hava kalitesi açısından kritik bir öneme sahip. Ancak bakanlık, sürecin uzatılmaması gerektiğini ve 2024 itibarıyla bu alanların devri için adımlar atılacağını açıkladı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, bu karar karşısında hukuki bir mücadele başlatma kararı aldı. İBB, Tarım ve Orman Bakanlığı'nın tahliye talebine karşı İstanbul 13. İdare Mahkemesi'ne başvurdu ve kararın durdurulmasını talep etti. Ancak, mahkeme İBB’nin talebini reddetti ve sözleşmenin sona erdiği ve tahliye işlemlerinin başlatılması gerektiği yönünde bir karar verdi. Mahkemenin reddettiği yürütmeyi durdurma talebinin ardından, süreç hızla ilerledi ve İBB’ye, son olarak geçen hafta Cuma günü, Sarıyer Kaymakamlığı tarafından yazılı bir bildirim gönderildi.

Bu yazıda, Belgrad Ormanları ve çevresindeki alanların 23 Aralık 2024 tarihine kadar tahliye edilmesi gerektiği ifade ediliyordu. Yazıda ayrıca, tahliye işlemi yapılmadığı takdirde yasal prosedürlerin başlatılacağı ve bunun tüm masraf ve sorumluluğunun İBB’ye ait olacağı vurgulandı. Sarıyer Kaymakamlığı tarafından yapılan açıklamada, tahliye işlemlerinin 2886 sayılı Kanun'un 75. maddesi uyarınca gerçekleştirileceği ve her türlü sorumluluğun İBB’ye ait olacağı belirtildi.

İBB, mahkemenin ret kararına itiraz etme hakkı tanınmadan, bu sabah saatlerinde, 200 çevik kuvvet polisi bölgeye sevk edildi. Bu güvenlik önlemi, tahliye sürecinin hızlı ve sorunsuz bir şekilde gerçekleştirilmesini sağlamak amacıyla alındı. Polis ekipleri, bölgedeki güvenliği sağlarken, Belgrad Ormanları ve çevresindeki alanlara giriş çıkışları yasakladı. Bu sabah başlayan operasyon sırasında, İBB’ye ait olan tabelalar da söküldü ve alanın bakanlık tarafından kontrol altına alınması için ilk adımlar atıldı.

Tarım ve Orman Bakanlığı, Belgrad Ormanları'nın artık kendilerine ait olduğunu ve bu alanda yeni yönetim düzenlemeleri yapacağını açıkladı. Bakanlık, bu değişiklikle birlikte orman alanlarının daha verimli kullanılacağını ve yeni projelerin hayata geçirileceğini belirtti. Ancak, İBB ve diğer çevre kuruluşları, bu kararın doğal hayat ve ekosistem üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceğini savunarak tepki gösteriyorlar. Bu bağlamda, doğal alanların korunması ve sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesi gerektiğini vurgulayan çevreci gruplar, sürecin yakından takip edileceğini belirtiyorlar.

İstanbul’daki en önemli yeşil alanlardan biri olan Belgrad Ormanları ve çevresindeki tabiat parklarının geleceği, bu tahliye işlemi ile birlikte daha da belirsizleşmiş oldu. Öte yandan, İstanbul'un bu ormanlık alanlarının, sadece ekolojik açıdan değil, aynı zamanda şehrin hava kalitesine ve halk sağlığına da katkı sağladığı biliniyor. Bu sebeple, alandaki yönetim değişikliklerinin nasıl bir etki yaratacağı, hem yerel halk hem de çevre kuruluşları tarafından dikkatle izlenmeye devam edecek.

Bu olay, sadece İstanbul’daki yerel yönetimle ilgili değil, aynı zamanda Türkiye genelinde doğal alanların yönetimi ve korunması ile ilgili daha geniş bir tartışmanın da kapılarını aralayacak gibi görünüyor. Hem devletin hem de yerel yönetimlerin bu tür kritik doğal alanlarla ilgili alacakları kararlar, uzun vadede doğa, çevre ve insan sağlığı üzerinde büyük etkiler yaratabilir.