Dünyada Eğitim Sistemi ve Uzun Eğitim Dönemi Üzerine
Dünyada eğitim sistemi ve uzun eğitim dönemi ile ilgili çok farklı bir yazıyı sizlerle paylaşmak ve yorumlarınızı almak istedik!
Yorumsuz bir şekilde yazıyı sizlere sunuyoruz.
Uzun süredir yazmayı düşündüğüm fakat kafamda biraz planlayarak kağıda dökmek istediğim bir konu vardı. Ve bugün, biraz da olsa özetleyerek yazmak istedim. Dünyada eğitim, evet ülkemiz demiyorum, dünyada. Dünya genelinde eğitim sektörü gerçekten devasa bir ekosistem. Peki, eğitim kreşten başlayıp doktora dönemine kadar devam ediyor. Bu eğitim sürecinde insanlar nasıl bilgi ve birikim elde ediyorlar? Dünyanın gelişimine nasıl katkı sağlıyorlar? Bu eğitim süreci gerçekten bilgiyi insanlara aktarıp insanların gelişimine fayda sağlıyor mu, yoksa sadece bir ekosistemin parçası mı? Düşünsenize, dokuz aylık bir eğitim süreci, bunun sadece üç ayı yaz tatili. Arada bir ay kadar yine tatiller var bunlar 15 gün ve bir hafta ilk dönemler olarak, sonra bir hafta da ikinci dönem tatilleri mevcut v.s. Geri kalan sekiz ay, koskoca bir ekosistem. ta kreşten başlıyor, hatta artık üç yaşından itibaren başlıyor ve 35 yaşına gelmiş hâlâ okuyan insanlarımızın olduğunu görüyoruz.
Peki, bu durum ne kadar doğru? Tarihe baktığınızda, 14-15 yaşında çocukların kral olup ülkeleri, imparatorlukları yönettiği bir dönemden, 18 yaşındaki gençleri hâlâ çocuk diyerek içtikleri bir bardak suyu bile önlerine götüren annelerin olduğu bir döneme gelmişiz. Buna rağmen, gençlerin, yani yeni neslin, daha gelişmiş bir zekâya sahip olduğunu iddia ediyoruz.
O zaman neden böyle bir eğitim sistemi var dünyada? Bu sistem, gerçekten insanlığı geliştirmek amaçlı mı, yoksa sadecebir büyük ekosistem mi? yani sadece ekonomi yaratmak için oluşturulmuş bir yalanı mı?
Gelelim babalara! Baba da aile eğitimiyle ilgili herhangi bir sorumluluk almıyor. Babadan oğula veya kıza geçen bir eğitim yok, anneden oğula veya kıza geçen bir eğitim de yok. Her şey planlanmış bir eğitim sistemi içinde devam ediyor. Zaten sosyal medya, geleneksel medya vs., bunlar sizin çocuğunuzu nasıl yetiştireceğinize dair bütün bilgileri size veriyor, değil mi? Artık herhangi bir anne ve baba, geçmişten gelen ve onların anne ve babalarından alıp kendi çocuklarına aktardıkları kültürel bir eğitim geçişine sahip değil. Yani yaşanmışlıklarımızla öğrendiğimiz bir geçiş yok, geleneksel bir geçiş yok. Direkt yapmanız istenilenleri planlıyorsunuz! Tüketime dayalı bir eğitim sistemi var; ilkokul, ortaokul, lise, meslek yüksekokulları, üniversiteler ya da eğitimin herhangi bir dalında size öğretilmesi gereken şeylerin hiçbiri aslında öğretilmiyor ya da öğretilmesi gereken şeyler uzatıldıkça uzatılıyor. Hiçbir anlam ifade etmeyen, sizde bilgi birikimi oluşturmayan, uygulama imkânı olmayan, sadece orada duyup ezberleyip sınava girip sınavda kâğıda yazıp çıkacağınız şeyler öğretiliyor. Bu söylediklerim genel itibarıyla olanlar. Tabii ki sistem hiçbir şey öğretmiyor değil, birçok şey öğretiyor; bilgi de alıyorsunuz, muhakkak ki öğreniyorsunuz da. Bir derste öğretilen bütün konuların hepsi, bir dersin altı aylık dönemde öğretilebilir, üstelik uygulamalar bile yapılabilir. Böylece 18 yaşına kadar bir çocuk meslek edinerek rahat rahat bir şeyler üretebilir.
Bu eğitim sistemiyle, insanın hayatının en güzel yılları okullarda geçiyor. Bu, benim görüşüme göre çok yanlış. Bir çocuk ya da genç, hiç fark etmez, yılın altı ayı okula gitmeli, belki bir ay kadar sürede kesinlikle uygulamalı eğitim görmeli. Buna, ilkokulda da, anaokulunda da, ortaokulda da, lisede de, üniversitede de dahil. Ondan sonra çocuk, belki ailesinin, belki de bireysel olarak kendisinin bilgi ve kişisel gelişimine katkı sağlayacak bazı şeyler öğrenebilir. Bunlar arasında örnek vermek gerekirse sporun her branşı, at biniciliği, geleneksel şeyler, çiftçilik, ziraat gibi konular var. Bu, benim başka bir yazımın konusu olacak. Bence geleceğin mesleği dijital değil, mobil uygulama geliştirme değil, yapay zekâ değil. Bence geleceğin mesleği ziraattır.
Ama bu yazıda bundan bahsetmiyorum, sadece eğitimden bahsediyorum. 14-15 yaşında, hatta daha genç yaşlarda krallık yöneten, hatta ülkeler fethedip birçok gelişmeye imza atan bir dönemin gençlerinden, süper zekâ olduğunu iddia ettiğimiz çocuklarımızın 35 yaşına kadar üniversite okuyup sonra da hiçbir şey yapamamaları, bu konu üzerinde düşünmeyi gerektirmiyor mu? Ev gençlerinin sayısının artığının farkın dmamısınız? En iyi üniversitelerden mezun olup hatta evlenip evlerinde aile birikmleri ile geçinen gençler var! Bunların sayısı hiç te az değil! Bu yüzden dünya eğitim sisteminin tamamen yeniden yapılandırılması ve değişmesi gerektiğini düşünüyorum.
Benim için çok önemli olduğundan Bu konuyla ilgili herkesin görüşünü almak istiyorum ve gerçekten tartışma yaratmak istiyorum.
Eğitim bir endüstri olmamalı; eğitim, bireylerin ve toplumların gelişmesini sağlamalı. Gerçek bir eğitim varsa dünyada, asla savaşlar olmamalı, insanlar birbirlerini öldürmemeli, sokakta rahatlıkla yürüyebilmelidir. Eğer bir eğitim-öğretim sistemi varsa, böyle olmamalı mı? Mevcut eğitim sistemi sadece bir endüstri ve bu endüstriden çıkılmalı. Bir yıl boyunca devam eden resmi eğitim dönemi, maksimum altı ay olmalı. Gençler, üniversiteden en geç 18 yaşında mezun olacak şekilde planlanmalı. Eğitime, insanlığa yeni bir vizyon kazandırılmalı. İnsanların ömrü okullarda ve üniversitelerde okuyarak geçmemeli. İnsanlar gerçekten bilgiyi, kültürü öğrenmeli, meslek öğrenmeli ve insanlık bir yere varmalı. Ama mevcut eğitim sistemiyle insanlığın bir yere varabileceğini asla düşünmüyorum.