Yazılı ve görsel medyada Türkiye’de bu konuyu ilk defa gündeme getiren FinansHub, Denizbank Genel Mdürü Sayın Hakan Ateş’in konuya ilişkin açıklamalarına yönelik de dikkatinizi farklı konulara çekmeye devam edecek

Denizbank Genel Müdürü Ateş’in yapmış olduğu açıklamaları kısaca özetlersek;

  • İncelemenin başka bir banka şubesinin teftiş kuruluna yaptığı şikayete binaen başladığını ve sonrasında tespitlerin yapıldığı
  • Müştekilerin verdikleri paralarla ilgili de kameralarda bir kayda ya da borç-alacak kaydına rastlamadığı için vakanın bir saadet zinciri olduğu, sonraki derinlemesine araştırmalara göre, gerek BDDK gerek savcılık gerekse bilirkişinin banka tespitlerini teyit ettini,
  • Banka Müdüresi HÖ devralınan Tarişbank’tan, Denizbank’a geçen personellerden olduğunu,
  • Annesi ve kendisinin sağlık sorunları nedeniyle borçlu olduğunu bildiğini,

konu başlığı olarak gündeme getirebiliriz

Şimdi gelelim açıklamaların satır arasında gizlenen mesajlara;

  • Gündeme gelen yolsuzlukda ismi geçen ve Denizbank tarafından Bireysel Pazarlama Satış Müdürü, Karşıyaka Şube Müdürü ve nihai olarak Bornova Şube Müdürü olarak görevlendirmesi yapılmış olan HÖ’nün Tarişbank’dan gelen personeller arasında olmasının Denizbank’ın sorumluluğunu hafifletmeyeceğini unutmamak gerekir!!!
  • Diğer taraftan, borçları olan bir personelin şube müdürlüğü’ne atanması durumunda hiyerarşik yapı içerisinde izlenmesinin idari bir zorunluluk olduğunu düşünüyorum Bu kapsamda;
    • Banka Müdürü HÖ’nün oğlunun İzmir’in köklü takımlarının birisinin sporcusu olduğu ve HÖ’nün de aynı klupte yöneticilik yaptığı,
    • Şube personelini İzmir’in ünlü eğlence mekanlarından birisinde yemekli eğlenceye götürerek tüm hesabı kendisi ödediği,
    • Lüks sayılabilecek bir marka arabayı kullandığı

genel olarak herkes tarafından bilinirken bunun hiyerarjik olarak Banka Müdürü’nün üstünde görevlendirilmiş idari yönetim kadrolarınca bilinmemesinin veya takip edilmemesinin banka yönetim organizasyonu içerisinde ciddi bir zaafiyet yarattığı aşikardır Bu arada İstanbul, Denizli ve İzmir olmak üzere üç vakanın gündeme geldiği de dikkate alındığında akıllarda aynı soru oluşuyor; acaba bu olaylar idari boşluk sebebiyle mi ortaya çıkıyor?

  • Diğer hususların yürüyen bir adli veya idari sürecin bir parçası olması sebebiyle, Sayın Ateş’in söylemlerini değerlendirmeyi uygun bulmamakla birlikte kulislerde gezen haberlerin Hakan Ateş’in söylemleri ile örtüşmediği konu yakından takip eden kişilerce seslendirilmekte O sebeple Hakan Ateş’in söylemlerinin gerçeğe yakınlığını idari ve adli süreç sonrasında değerlendirmenin en uygun hal tarzı olduğunu değerlendirmekteyim

Netice olarak; bir noktadan sonsuz, iki noktadan tek doğru geçer matematik tezi üzerinden üç noktadan (İstanbul, Denizli, İzmir) kaç doğru geçer sorusunu da okuyuculara bırakmakta fayda var

kaynak:finanshub