CHP Sözcüsü Selin Sayek Böke, YSK'nın 'mühürsüz oy kararına' karşı CHP'nin 'üzerine düşen her şeyi' yapacağını duyurdu. Böke ‘’CHP olarak bu referandumu tanımıyoruz. Sonuç hayır çıkmıştır. Milyonların iradesine sonuna kadar sahip çıkacağız. Bu amaçla her türlü yaptırımı da masaya yatıracağız. Her türlü derken buna sine-i millet de dahildir’’ dedi. Daha sonra yapılan açıklamada ise, CHP'li Levent Gök, sine-i millete dönmenin MYK'da benimsenmediğini duyurdu.

CHP, referandumun yenilenmemesi durumunda sine-i millete dönmeyi tartışmaya açmayı kararlaştırdı. CHP Genel Başkan yardımcısı Selin Sayek Böke, MYK toplantısından sonra yaptığı açıklamada bu kritik konuyu dile getirdi ve milletvekillerinin istifa ederek TBMM'den çekilmesi anlamına gelen sine-i millet kararını gündemlerine aldıklarını bildirdi. Böke şöyle dedi: ‘'CHP olarak bu referandumu tanımıyoruz. Sonuç hayır çıkmıştır. Milyonların iradesine sonuna kadar sahip çıkacağız. Bu amaçla her türlü yaptırımı da masaya yatıracağız. Her türlü derken buna Sine-i Millet de dahildir.''

LEVENT GÖK: UYGUN OLMAYACAĞI KARARINA VARILMIŞTIR

Partisinin meclisten çekilip çekilmeyeceği sorulan CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, "Toplumun değişik kesimlerinden CHP'ye böyle bir öneri gelmiştir ama yapılan MYK değerlendirmesinde böyle bir kararın uygun olmayacağı kararına varılmıştır" dedi.

SİNE-İ MİLLET NEDİR?

Sözcü'den Zeynep Gürcanlı'nın haberine göre, sine-i millet, meclis zeminini terk etmek, halkın arasına katılıp, halk hareketi başlatmak ve siyasi iktidarı ya da egemenlere başkaldırı anlamını taşıyor. Kavram, siyasi arenada muhalefetin iktidara karşı son ‘silahı’ olarak tanımlanıyor. Bugüne kadar Meclis'te tek bir milletvekili sine-i millete döndü. O da Turgut Özal'ın Cumhurbaşkanlığı seçiminde gerçekleşti. Sine-i millet diyen DYP Hatay milletvekili Murat Sökmenoğlu milletvekilliğinden istifa etmişti.

CHP’NİN KARARI NE ANLAMA GELİYOR?

CHP, benzer bir çıkışı altı yıl önce, 2011’de de gerçekleştirmişti. 2011’teki CHP’nin Meclis çalışmalarına katılmama tavrı,genel seçimlerinin ardından gelmişti. O dönem Balyoz ve Ergenekon davaları nedeniyle hapiste olan ancak seçimlerde aday gösterilen vekiller, tahliye edilmedikleri için TBMM’de göreve başlamak üzere yemin etmeyi reddetmişlerdi. CHP’nin yemin krizi yaklaşık bir ay sürmüş, ardından AKP ile milletvekillerinin tahliye edilmesi çağrısını içeren bir metin üzerine anlaşıp, imza koyulması üzerine” kriz çözülmüştü. AKP’nin de altına imza koyduğu metinde seçilmiş vekillerin salıverilmeleri çağrısı olmasına rağmen, seçilen vekillerin tahliyesi ancak iki yıl sonra, Anayasa Mahkemesi’nin kararı ile gerçekleşebilmişti.

YASAMA ÇALIŞMALARINDANDAN ÇEKİLMEK Mİ, İSTİFA MI?

CHP’nin TBMM’deki çalışmalardan “çekileceği” mi, yoksa “istifa mı” edeceği ise henüz belli değil. HDP, milletvekillerinin ve eş başkanlarının tutuklanmasının ardından bir süre TBMM’deki yasama çalışmalarından çekilmişti. HDP’li vekiller komisyon ve genel kurul çalışmalarına katılmamış, ancak vekillikten de istifa etmemişlerdi.

“DEVAM ZORUNLULUĞU VAR”

TBMM’de vekillerin genel kurul çalışmalarına katılmalarını gerekli kılan bir “devam zorunluluğu” bulunuyor. Ancak kağıt üstündeki bu “devam zorunluluğu” hiç işletilmedi. Aynı şekilde, yasama çalışmalarına katılmayan HDP’li vekillere “devam zorunluluğu” işletilmemişti. HDP’li vekiller de yaklaşık iki aylık bir aradan sonra TBMM’nin tüm faaliyetlerine dönme kararı almışlardı.

CHP’LİLER İSTİFA EDERSE, TBMM’DE KABUL EDİLMESİ GEREKİYOR

TBMM iç tüzüğüne göre, CHP’li vekillerin istifa etmeleri halinde, bu istifalar otomatik olarak yürürlüğe girmiyor. İç tüzüğe göre bir vekilin istifasının geçerli olabilmesi için Genel Kurul’da oylanması ve kabul edilmesi gerekiyor. AKP’nin sayıca üstünlüğünün olduğu TBMM’de, CHP’li vekillerin istifalarının kabul edilmesi konusundaki karar, AKP’nin olacak. Eğer AKP’de, CHP’li vekillerin istifalarının kabul edilmesi yönünde bir görüş oluşursa, istifaların tek tek oylanıp kabul edilmesi gerekecek.

Yine TBMM iç tüzüğüne göre, Meclis’teki milletvekili sayısının yüzde 5’inin boşalması durumunda, ara seçim yapılması gerekiyor. 550 vekilli parlamentoda ara seçim yapılması için 28 sandalyenin boşalması şart. CHP’nin halen TBMM’de 133 vekili bulunuyor.

"16 NİSAN’DA YAPILAN REFERANDUM YOK HÜKMÜNDEDİR"

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke, MYK toplantısının ardından yaptığı toplantıda özetle şöyle konuştu:

"Referandumdan ’Evet’ sonucu çıkmamış ve bir anaysa değişkliği gerçekleşmemiştir. 16 Nisan’da yapılan referandum yok hükmündedir. Bu açıkça mühürsüz bir seçim olmuştur. Referandumda her aşamasında her türlü hile ve sahtekarlığa başvurulmuştur. Halkın oyları ile elde edilemeyen sonuç, YSK’nın açtığı yollarla ve bu yolda örgütlenen bir diz hile ile elde edilmeye çalışılmıştır. Bu referandum şaibeli, tartışmalı bile değildir. Bu referandum açıkça hukuka aykırıdır. Gayri meşrudur ve geçersizdir. Her türlü baskıya rağmen sandığa gitmiş olan milyonlar, hiçbir hile yapmadan, vicdanları ile oy kullanmış olan milyonlar, hile ile oldu bitdiye getirilerek onların kullandığı bu değerli oylar çalınmıştır.

"BU REFERANDUMUN SONUCUNU TANIMIYORUZ"

''Çalınmış olan milletin iradesidir. İrademiz gasp edilmiştir. Hileyle, alel acele yapılan balkon konuşmalarıyla algı operasyonu yönetilmektedir. İlan edilen bu referandumun sonucunu tanımıyoruz tanımayacağız da...

"TEKRAR EDİLMELİ"

Bu referandum tekrar edilmelidir. Biz olmayan bir anayasa varmış gibi davranmayacağız. Oldu bittilere boyun eğmeyeceğiz.

"MECLİS'TEN ÇEKİLMEK DE ÇALIŞMAYA DEVAM ETMEK DE..."

Bunun için demokratik tüm haklarımızı kullanacağımızdan şüpheniz olmasın. Her türlü deyince Meclis'ten çekilmekten de çalışmaya devam etmek de buna girer.

Türkiye yıllardır seçim yapıyor. İlk defa bir seçimin meşruiyeti hem ulusal hem uluslararası düzeyde şaibeli hale geldi. Bunu Türkiye'ye yaşatmaya kimsenin hakkı yok. AGİT gözlemcileri Türkiye'nin davetiyle geldi. Siz bunlara 'Haddini bil' diye söylediğinizde suçu kabul ettiğiniz anlama geliyor. Kimseye had bildirmeye değil Türkiye'de demokrasiyi yükseltmeye ihtiyacımız var.

"KARŞIMIZDAKİLERDE BUNU BİR MAÇ OLARAK GÖREN ANLAYIŞ VAR"

Bizler meselenin Türkiye meselesi olduğunu her yerde anlattık. Oysa karşımızdakilerde bunu bir maç olarak gören anlayış var. Sayın Cumhurbaşkanı'nın kullandığı cümlelerle bunu Türkiye meselesi olarak değil siyasi bir mesele olarak gördüğü ortadadır.(internetingazetesi)