CHP İstanbul Milletvekili Yrd. Doç. Dr. Gülay YEDEKCİ, Türkiye Büyük Millet Meclisinde düzenlediği basın toplantısı ile termik santrallerin tehlikesine ve halk sağlığı üzerinde yaratacağı olumsuz etkilere değindi.
Neden Eskişehir cezalandırılıyor?
Termik santraller, ölüm tehlikesiyle vatandaşlarımızı karşı karşıya bırakan bir konudur. Türkiye’nin en güzide, en güzel kentlerinden, havası Türkiye’deki en temiz 3 kentten birisi olan Eskişehir’imize kömürlü termik santral kurulmak isteniyor. Neden Eskişehir’i ve Eskişehirliyi cezalandırmak istiyorlar? Yıllardır kendilerine oy vermedikleri için mi? Sorun nedir?
İnsanları kanserle işsizlik arasına sıkışmaya mahkum edemezsiniz
İnsanları termik santral yapılınca size iş vereceğiz diye ikna etmeye çalışıyorlar. Zonguldak’ta da aynı şey yapılmıştı. Zonguldak’a lütfen gidin, ellerinde kanser ilaçlarıyla geçen insanları, ağlayan anneleri, kanser olan çocukları göreceksiniz. İnsanları kanserle işsizlik arasında sıkışmaya mahkum edemezsiniz. İnsanlara iş bulmak, yaşayacakları kadar para vermek sosyal hukuk devletinin görevidir. Kimse aç kalmamalıdır, kimse çocuğuna süt götürme endişesi yaşamamalıdır. Ama bu siz Avrupa’nın, Dünya'nın uzun bir süredir hiç kullanmadığı, terk ettiği nükleer enerji santrallerini, termik santrallerini özellikle de kömürle çalışan termik santrallerini Türkiye’nin en güzide yerlerine dikebileceğiz anlamına gelmiyor. Ayrıca, termik santraldeki kaynar su denize verildiğinde, oradaki canlıları da öldürüyor ve oradaki florayı da yok ediyor. Bunu hangi amaçla yapıyorsunuz? Alpu Ovası buğday deposudur, ne ekseniz yetişir, orası bir cennet, tarımsal sit alan ve siz oraya termik santral yapmak istiyorsunuz. Neden? Birilerine üç kuruş para kazandıracaksınız diye. Bir parça beze sarılıp, hepimiz öte dünyaya gideceğiz. Nedir bu para hırsınız? Nedir bu gözünüzü doyurmayan, tıksırıncaya kadar yediğiniz bu para hırsınız nedir, çok merak ediyoruz.
Siz kimin aklıyla dalga geçtiğinizi zannediyorsunuz?
Nükleer enerji santrallerinin, termik santrallerin insan hayatıyla oynandığı, yanlış bir enerji üretim sistemi olduğunu biliyoruz. Dünya değişti, teknoloji artık başka bir yerde. Mesela, artık güneş panelli üretimin şekli bile değişti. Artık dünyada pencerelere, yüksek teknolojiyle mürekkep damlası gibi bir damla damlatılarak yüzeyin enerji etkin bir yüzey halini alması sağlanmaktadır.
Siz kimin aklıyla dalga geçtiğinizi zannediyorsunuz? Biz dünyayı ve teknolojiyi takip eden, Türkiye’nin daha iyi yaşanabilir bir hale gelmesi için projeler üreten, vatansever milletvekilleriyiz. Ve bu vatanın, güneş enerjisinden, toprak enerjisinden, rüzgar enerjisinden en etkili şekilde faydalanabileceği, insanların ölümle sınanmayacağı, ölümle işsizlik, kanserle işsizlik arasında bırakılmayacağı bir ülkenin kurgulanabileceğine inanıyoruz. Bakanlığın sürdürülebilir yeşil enerji ile ilgili olarak kullandığı binanın kendisi bile enerji etkin yapı değil. Enerji etkin bina yapmak, sürdürülebilir enerji imkanlarına kavuşmak artık eskisi gibi zor ya da çok maliyetli değil. İnsanlarımızın, havasından, denizinden, doğasından, köpeklerimizden, kuşlarımızdan, ağaçlarımızdan elinizi eteğinizi çekiniz. Ülkeye sadece beton dikecek, termik santral dikecek, nükleer enerji santrali dikecek yerler olarak bakmaktan vazgeçiniz, bu ülke hepimizin. Havyar yemezsiniz, peynir ekmek yersiniz, onurunuzla yaşarsınız. İnanın huzurla yenilen bir lokma peynir, ekmek pahalı lokantalarda yediğiniz o yemeklerden çok daha huzurla yeniyor. Başınızı yastığa koyduğunuzda duyduğunuz huzur, hiçbir şeye değişilmiyor.
Yapılanların vatan sevgisiyle ilgisi yok, iktidar ihanetten vazgeçmeli
Bu ülke hepimizin, çocuklarımız yan yana yaşayacak. Sanmayın ki bir kısım insan kanser olurken öbürleri sağlıklı kalacak. Dün Çernobil’in etkisini bugün özellikle Karadeniz insanımız, yüzlerce, binlerce kanser hastasıyla yaşamakta. Hangi akla hizmetle bunu yaptığınızı anlamıyoruz ama bu yaptıklarınızın, bilimle, teknolojiyle, insan sevgisiyle ve vatan sevgisiyle hiçbir alakası yoktur. Sizleri bir an önce ülkemize, doğamıza, denizimize, insanımıza ihanet etmekten vazgeçmeye davet ediyorum.