İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İçişleri Bakanlığı’nın başlattığı terör soruşturmasına belgelerle yanıt verdi. İmamoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya sert sözlerle yüklendi: 'Ne adalet, ne vicdan senin ruhunda yer bulmuyor. Sen kalbi de aklı da sadece kötülüğe çalışan bir zatsın. Ne yazık ki bu kötülükte sınır tanımayan birisin!'

 

Özlem Güvemli'nin haberine göre; Hakkında 2 yıl 7 ay hapis ve siyasi yasak kararı bulunan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, son olarak İçişleri Bakanlığı tarafından başlatılan terör soruşturması ile ilgili 6'lı Masa'daki siyasi partilerin genel başkan yardımcıları ile birlikte basın toplantısı düzenledi. İmamoğlu, “Her ne kadar millet iradesinin temsil edildiği bu yere dönük, siyasi saikler ve yargı darbeleri ile müdahaleler olsa da dimdik görevimizin başındayız. Arkamızda 86 milyon insanımızın, 6'lı Masa'nın ve Millet İttifakı'nın  gücünü hissederek yol yürüyoruz” dedi.

 

"Türkiye bir hukuk devletidir"

 

İstanbul'un iradesinin aksine, gayrı meşru, gayri ahlaki ve anti-demokratik müdahalelerin, bir takvim ve disiplin içinde devam ettiğini vurgulayan İmamoğlu “Hukun vazgeçilmez bazı evrensel ilkeleri vardır. hukukun üstünlüğünün geçerli olduğu tüm demokratik ülkelerde, her ne olursa olsun geçerli normlar vardır. Mesela masumiyet karinesi gibi, suçun şahsiliği gibi, tabii hakim ilkesi gibi. Maalesef hukuksuzluk, bu iktidar döneminin normali oldu. Hukuk, siyasi iktidarın baskılarıyla eğilip bükülürse işte bugünkü Türkiye ortaya çıkar. Anayasamızda yazdığı gibi Türkiye bir hukuk devletidir” dedi. İmamoğlu, bir yıldan fazla bir zamandır, Türkiye Cumhuriyeti'nin İçişleri Bakanı'nın devlet adamlığı kavramıyla bağdaşmayacak iddialar üzerinden, İBB'ye, 86 bin çalışana ve ailelerine, kendisine “terör” ile ilişkili suçlamalarda bulunduğunu hatırlattı.

 

"İBB'de 557 teröristin çalıştığını iddia ettiğini aktardı"

 

İmamoğlu ilk olarak  9 Aralık 2021'de TBMM'de İçişleri Bakanlığı bütçesi görüşülürken İBB'de 557 teröristin çalıştığını iddia ettiğini aktardı. İmamoğlu “Bakan, 400 gün önce açık bir tespit yapmış ama aradan geçen zamanda terörist olduğunu iddia ettiği kişilere karşı herhangi bir yasal girişimde bulunmamıştır. Biz girişimde bulunmak istedik. Hem İçişleri Bakanlığı'na hem de İstanbul Valiliğine resmi yazı göndererek ‘557 teröristi bizim bilmemiz mümkün değil. Bu isimleri bize verin yasal işlem başlatalım' dedik. Bize ‘siz bizim muhatabımız değilsiniz' yanıtı verildi” diye konuştu. Bakanın, İBB'de teröristler olduğunu iddia ettiği 9 Aralık 2021 gününden 31 Temmuz 2022 tarihine kadar tam 8 ay boyunca yetkisini kullanmadığına dikkat çeken İmamoğlu “OHAL kapsamında çıkarılan 667 sayılı KHK'nın 6749 ve 7333 sayılı yasaları, belediyelerdeki sakıncalı personelin işten çıkarılma yetkisini 31 Temmuz 2022'ye kadar İçişleri Bakanı'na veriyor. Yani bakan Soylu, sayı ve örgüt ismi vererek terörist tespiti yapmış ama 8 ay boyunca, terörist diye iddia ettiği kişileri işten çıkartmamıştır. Burada bakan soylu terörist diye iddia ettiği kişileri işten çıkarmayarak görev suçu işlemiş midir? “ diye sordu. Bir süre sonda da mülkiye müfettişlerinin İBB'de  terörle ilişkili personel soruşturması başlattığını anlatan İmamoğlu “Bu süreçte devletimizin istediği her türlü bilgi ve belge anında yetkili makamlarla paylaşıldı. Bu süreçte de bilgilendirme tek taraflı yürüdü, tarafımıza herhangi bir bilgi sunulmadı” dedi. Yargılandığı “ahmak davası”nda “bu davadan ceza çıkmaz” diyen hakimin başka bir kente sürüldüğünü,  terör soruşturmasında müfettiş grubunun liderinin merkeze çekildiğini belirten İmamoğlu “O yüzden, bize dönük saldırıların belirli bir takvim ve disiplin içinde yürüdüğünü söylüyorum. Bunlar sıradan olaylar değil. Bu süreçlere karşı çıkan da ister hakim, ister baş müfettiş olsun, bu insanlarda ortadan yok ediliyor” dedi. Soylu'nun geçtiğimiz yıl ortaya attığı iddiaların ardından  26 Kasım 2022 günü  medyanın karşısına çıkarak aralarında İBB'nin de bulunduğu bazı belediyelerle ilgili müfettiş raporundan, bir kısım iddiaları gerçekmiş gibi kamuoyuna sunduğunu hatırlatan İmamoğlu “Bu bakan kendini akıllı herkesi aptal sanıyor. Basın toplantısında ‘CHP'li belediyelerle ilgili 1107 soruşturma açtık ama Ak Parti belediyelerine de 885 soruşturma, ön inceleme başlattık' dedi. Aklı sıra ne kadar da adaletli olduğunu anlatıyor bize. Kendini akıllı sanan bakanın AK Parti  belediyeleriyle ilgili incelemeleri imar yolsuzluğu, zabıta rüşvet iddiaları, imar planlarındaki ranta yönelik değişimler gibi konular” dedi.
İmamoğlu “1 yıldır İBB'de var olduğu iddia edilen teröristlere ulaşmak ve haklarında yapabileceğimiz yasal işlemleri yapmak için mücadele ediyor ama bakan beyin engeline takılıyoruz. İBB'de olduğu iddia edilen teröristleri birisi saklıyor ve işlem yapmıyor. ama o birisi Ekrem İmamoğlu ya da İBB değil. Bakanlık bize hiç bilgi vermediği gibi bizim verilerimizle bakanlık verileri arasında da ciddi farklar var olduğunu gördük. Elimizdeki bilgileri soruşturma tarihine göre yeniden ele aldık” dedi.

 

 

İçişleri Bakanı'nın basın toplantısında iddia ettiği 1.668 teröristi isim isim 8 terör örgütüne böldüğünü hatırlatan İmamoğlu “Daha ne olabilir derken, son olarak da 51 kişiyi diğer terör örgütleri klasmanına soktu. ‘Diğer terör örgütleri' hangileridir? mesela İBB'de Tamil gerillası mı var?  İrlanda'nın bağımsızlığı için kurulan IRA örgütünden adam mı aldık işe? Böyle aymazlık mı olur? İşte bunlar bu kadar dalga geçilecek kişilerdir” diye konuştu.
İmamoğlu 1 Ocak 2019- 31 Aralık 2021 tarihleri arasını tekrar incelediklerini ifade ederek “Bildiğiniz gibi soruşturma tarihlerindeki 1 Ocak 2019-27 Haziran 2019 arasında biz görevde değildik. Öncesinde eski başkan Mevlüt Uysal ve kayyum döneminde de İstanbul valimiz sayın Ali Yerlikaya görevdeydi. Yani 1 Ocak 2019-18 Nisan 2019 arasındaki sorumluluk sayın Uysal da, 7 Mayıs 2019 -27 Haziran 2019 arasındaki sorumluluk da sayın valimizdeydi. Bu dönemleri de titizlikle inceledik” dedi.

İmamoğlu, Soylu'nun yaptığı suçlamaların bir mantığı varsa aynı suçu eski İBB Başkanı AKP'li Mevlüt Uysal ve iki seçim arası dönemde kayyum olan İstanbul Valisi Ali Yerlikaya'nın da işlemiş olduğunu dikkat çekti. İmamoğlu “Bakan girişimleriyle adeta pandoranın kutusunu açtı. 2019 şubat ayında yani Mevlüt Uysal döneminde işe alınan  Y.Y,  yine 2019 ocak ayında 2. kez  işe aldığınız O.Ç nasıl oldu da hassas gözlerinizden kaçtı acaba? Bakın arşiv araştırması demiyorum sabıka kaydında yazıyor diyorum. Ne yazıyor: silahlı terör örgütüne üyelik, silahlı terör örgütü yöneticiliği yazıyor. Bu 2 kişinin de işten çıkışı tarafımızca yapılmıştır” dedi.

İBB'nin işe alımında HDP ile birlikte bir planlama yapılıp yapılmadığı soruldu. İmamoğlu “Bizim ne HDP’yle ne de diğer siyasi partilerle bu sürecin işletilmesine yönelik ne bir ilişki, ne de bir ortaklık süreci vardır. Zaten mümkün değil. İBB'nin işe alım prensipleri ve prosedürleri bellidir. Terör örgütleriyle iltisaklı ya da sahada görevli insanlar var ise onları tespit edecek kişi ben değilim. Soruyu yanlış kişiye sordunuz. Bir başka platformda aynı soruyu sayın Bakan’a sormanızı size tavsiye ediyorum” yanıtını verdi. Ahmak davasında önce Beştepe'de bir toplantı yapıldığı, bir bakanın da katıldığı yönündeki iddialarla ilgili de “Belli duyumlar ya da belli şekilde bazı önemli kişilerin aktardığı bu toplantıyla ilgili detaylar var. Ama tabii ki ben basını mensubu değilim. Konumun gereği bana aktarılan bu bilgiler ve bu detaylar üzerinden yorum yapmam doğru olmaz. Ama genel duyumlarda ben de bir bakan olduğu konusunda bilgiler bana da aktarıldı. Bu konuyla ilgili burada bulunanlara şöyle bir şey sorsak; ‘o bakan kimdi?' desek, acaba aklınıza kim gelir? Sadece öyle bir cevap vereyim” yorumunda bulundu.

 

 

Cumhurbaşkanı'na Soylu'nun görevden alınması için çağrı yaptınız. Bu sürecin birinci sorumlusu Soylu mu? “ sorusuna İmamoğlu “Bu soru aslında iktidar mensuplarına sorulur. Sorumluluğun Cumhurbaşkanı'nda olduğunu ifade ettim. Sayın Cumhurbaşkanı’nın bu soruyu cevaplaması ve bu soruna çözüm bulması gerekir. Milletimizin ve devletimizin bekası adına. Bunu söylemekten de imtina etmem. Şimdi bazıları şu sesi çıkarabilir; ‘İBB niçin sayın Cumhurbaşkanı’na ithafen konuştu?' Tabi ki diyeceğim. Ben kendilerinin 25 yıl önce oturduğu belediyenin makamında oturuyorum. Ve kendisine yapılan hukuksuzlukla görevden alındığı sürecin misli misli  fazlasını yaşıyor. Kendisine yönetimdeyken yapıldığını iddia ettikleri engellemenin 1000 mislini yaşatıyorlar bana. Dolayısıyla ben bunları ifade etmek zorundayım. Avrupa'nın en önemli kentini yönetmek üzere seçilmiş bir kişiye terör soruşturması açarsanız ben kıyameti koparırım. Bu anlamda muhatap kim ise en başından, en aşağıdaki yöneticisine kadar gerekli müdahalenin yapılması hususunda tüm hukuki hakları aramaktan çekinmem” cevabını verdi.

 

“Ekrem İmamoğlu siyasetten yasaklanırsa ne yapacak? 6'lı masa ile parti kurmayları ile bir strateji oluşturdunuz mu?” sorusu da yöneltildi. İmamoğlu “Tabii ki İstanbul’dan verilen mesajın büyüklüğünü az önce ifade ettim. Siyasi yasaklanma veya görevden alınma meselesinin 2023  seçimlerinin işleyişi, kaderi ve sonrasındaki vereceği duygu noktasında çok önemli bir yer tuttuğunu da anlattım. Bu bakımdan hem partimizin kurmaylarıyla ve 6'lı Masa'nın yöneticileriyle ne yapılması gerekir, hangi stratejiyle hareket edilmesi gerekir, hangi tepkiler ortaya konması gerekir, hangi tedbirler alınması gerekir konusunda masamız vardır. Etkin bir biçimde çalışmaktayız. Ve bunun etkileri bunun karşılığını da çok yakın zamanda siz kıymetli basın mensuplarına ve halkımıza hissettireceğiz” diye konuştu.

“Çıkan kararlar adaylık sürecinizi etkileyeceğini, aday olma ihtimalinizi ortadan kaldıracağını düşünüyor muşunu? Bu konuda 6'lı Masa'ya çağrınız var mı? sorusu üzerine “Benim adaylığım diye bir tartışma yok siyasetin gündeminde. Bence gerçek siyasetin gündeminde adaylık tartışması da yok. Öncelikle bu seçimi hep birlikte kazanabilmek ve bu kötü yönetim dönemini sona erdirmek lazım.6'lı Masa'nın  yoğun bir gündemi var. Basının çok cazip bulduğu raiting alan bir konu. Medyanın raitinge düşkünlüğünü biliyorum. Bizim düşkünlüğümüz de kesinlikle bu seçimin muhalefet tarafından kazanılarak Türkiye’nin koruma altına alınması ve gelişen bir ülke olması” diye konuştu.